LeYLa ile MeCnUN

NaZLıHaN

Administrator
Leylâ ile Mecnun ya da Leylâ ve Mecnun, bir Arap efsanesine dayanan klasik bir aşk hikâyesidir.

1785

Hikâyenin Nizami uyarlamasından bir sahne. Leylâ ile Mecnun ölümlerinden önce son defa bir araya gelir. İkisi de bayılmıştır; yabani hayvanlar çifti davetsiz misafirlerden korurken, Mecdız'ın yaşlı kulağı da Leylâ'yı ayıltmaya çalışır. On altıncı yüzyılın sonlarında yapılmış bir çizim.

1786

Birbirini seven; ama bir türlü kavuşamayan, kara sevdalı iki gencin çileli aşklarını konu edinir. Hikâye, 10. yüzyılın sonlarında İran'a geçmiş ve ilk defa Azerbaycan şairi Nizami (Azerbaycan,Gence) tarafında yazılmıştır. Türk edebiyatında otuzdan fazla şair tarafından işlenen ve çok sevilen bu aşk için yazılan en ünlü mesnevi,[1] 1533 yılında Fuzûlî'nin Leylâ ile Mecnun adıyla kaleme aldığı eserdir.[2] Leyla ve Mecnun teması, Farsça'dan Urdu ve Hint edebiyatına da girmiş; 16.yüzyıldan itibaren Türk halk edebiyatına da geçerek anonim bir halk hikayesine dönüşmüştür.


Necid’de bulunan Beni Amir kabilesine mensup Leylâ ve Kays bribirlerine âşık olmuşlardır. Kısa zamanda her yere yayılan bu aşkı duyan annesi Leylâ’yı okuldan alır ve Kays’la görüşmesini yasaklar. Ayrılık ıstırabıyla mahvolan Kays halk arasında Arapçada "deli" anlamına gelen "Mecnun" diye anılmaya başlar. Kays, babasına Leyla'yı istemesini söyler ancak aşkları sebebiyle kızın adı dillere düşüp namusu lekelendiği için teklif reddedilir, Leyla bir başkası ile evlendirilir. İyice deliye dönen Mecnun’a birçok kişi Leylâ’yı unutmasını söyler; ancak onun için kainat artık Leylâ’dan ibarettir ve hiçbir şekilde bu aşktan vazgeçmez. Ailesi bu dertten kurtulmak için Allah’a yakarmak üzere onu Kabe’ye götürür; ama o tam tersine derdinin artması için dua eder; çöllere kaçarak vahşi hayvanlarla birlikte yaşamaya başlar.

Başkasıyla nikahlandırılan Leylâ, kocasından kendisini uzak tutmak için bir hikâye uydurur ve bir süre sonra adam ölür. Bu sırada Mecnun çöldedir ve aşkın bin bir türlü cefasıyla yoğrulmaktadır. Dünyayla bütün bağlantısı kesilir ve sadece ruhuyla yaşar hale gelir. Leylâ’nın vücudu da dahil olmak üzere bütün maddi varlıklarla ilişkisi bitmiştir.

Bir gün Leylâ çölde onu bulur ama Mecnun onu tanımaz ve “Leylâ benim içimdedir, sen kimsin?” der. Leylâ, Mecnun’un ulaştığı mertebeyi anlar ve evine geri döner ve üzerinden fazla zaman geçmeden Leylâ hayata gözlerini yumar. Leyla'nın öldüğünü öğerenen Mecnun, onun mezarına gidip uzanır ve canından can gitmiş gibi hıçkıra hıçkıra ağlar. Yaradana feryat figan dualar ederek canını almasını, kendisini Leylâ’sına kavuşturmasını ister. Duası kabul olur, göklerin gürlemesiyle birlikte Leylâ’sına kavuşur âşıklar âşığı Mecnun.
 
Üst